Lapsekili
  türkler ve tarih
 

Tarih Türklerle Başlar

Erbay Çolakoğlu


74 bin yIl once başlayan ve bugun Almanya'nIn Berlin şehrine kadar uzanan buzul doneminin 12 bin yIl once sona ermesiyle, dunya sıcaklığı 4-5 C° artmaya başlamIştır.

Artan sıcaklığa baglI olarak buzullarIn erimesi ve şiddetli yagmurlar nedeniyle deniz ve gollerdeki su seviyesi 125 metre kadar yukselmiş, dunya iklim ve cografyasInda buyuk degişiklikler olmuştur.

Bu degişikliklere Anadolu topraklarIndan bir ornek verecek olursak; şu anki Tuz golu, o tarihlerde Konya-Eregli HavzasInI kaplayan buyuk bir goldur ve Çatalhoyuk de bu golun kIyIsInda kurulmuştur.

Anadolu'dan cok daha buyuk yuzolcume sahip olan Asya topraklarInda da bu iklim degişikligi neticesinde cok sayIda su havzalarI; akarsular, goller, ve ic denizler meydana gelmiştir.
Cografi koşullarIn icinde barIndIrdIgI medeniyetler uzerindeki buyuk etkisi vardIr. Ozellikle yaşamsal degeri olan suyun, uygun yaşam koşullarInIn saglanmasInda cok onemli bir faktor oldugu icin de uygarlIklarIn var olmasI ve buyumesi bu su havzalarInIn bol oldugu yerlerde olmuştur.

Turklerin ana vatanI olan Orta Asya topraklarI icin de durum boyledir ve Orta Asya topraklarInda yaşayan Turkler suyun bol oldugu bu topraklarda yerleşerek, tarIm yapmIşlar, hayvanlarI ehlileştirmişler, yeraltI madenlerini bularak işlemesini ogrenmişler ve kulturel gelişmelerinin sonucunda da yazIyI bulmuşlardIr.
Çok uzun surece dayanan yazInIn bulunmasI ve kullanIlmasI, bilgi ve belgelerin gelecek nesillere aktarIlmasInI mumkun kIlmIştIr.

Bilim adamlarInIn Asya ve Avrupa topraklarInda milyon yaşInda kafataslarI bulmuş olmalarI insanlIk tarihini milyonlarca yIl oteye goturmesine karşIn, tarih yazInIn bulunmasI ile başlamIştIr. Medeniyet, modernleşme, yaşam tarzIndaki degişiklikler, yazInIn bulunmasI ve evrimleşmesi ile gercekleşmiştir.

Dunyada yazIyI ilk kullanan Turkler oldugu icin de tarih, Turk'lerin yazIyI kullanmasI ile başlamIştIr.
Asya kItasInIn ortasInda Baykal ve Balkaş, IssIk gollerini, Ala Tau (TanrI daglarInI) ve en eski yerleşim bolgesi olan Yedi Su'yu da icine alIp kucaklayan ve Hazar Denizine kadar uzanan bugunku Altay, Tuva, Kazakistan ve KIrgIzistan topraklarI, ilk yazInIn ortaya cIktIgI yerlerdir.

Magara resimleri ve SIntaşlar'dan (anlam ifade eden heykelcik) sonra piktogramlar (resim vasItasI ile duşunceyi belirten yazI) 20.000 yIl once, petroglifler (Kaya resimlerinin degişmiş ve yazIlardaki sembol şekillere donuşmuş bicimi ) 15.000 yIl once, tamgalar (ilk harf sembolleri) 10.000 yIl once, harfler ve sonunda alfabeye gecişin dunyada ilk orneklerinin oldugu yer Turkistan topraklardIr.
Turklerin bilinen tarih boyunca Orta Asya topraklarInda ve sonrasInda bu bolgeden tufanlar başta olmak uzere ceşitli etkilerle dagIldIklarI yeryuzunun ceşitli cografyalarInda ustun medeniyetler kurduklarInIn kanItInI geride bIraktIklarI binlerce eserde bulabiliriz.

KIrgIzistan'In Talas bolgesinde Çigimtaş (Çizgili Taş) ve NarIn Bolgesindeki SaymalI Taş (nakIşlI taş) (3500m yukseklikte, 90.000 kaya resmi),
Talas YazItI,
Kazakistan'da Essik KurganlarIndaki AltIn Elbiseli Adam ,
TamgalI'da TamgalIsay (ilk Turk tamgalarI,10.000 yIllIk 1.000 piktograf),
Ceti - Yedi Su yazItlarI,
Yakutistan'da Baykal-Lena yazItlarI,
Tuva'da Ulug-Kem Sulyek Koyu-Karayuz yazItI, italya'da Etruks yazItlarI,
Mogolistan'da Kul Tigin yazItlarI,
Yenisey yazItlarI (şimdilik bilineni 107 tanedir),
Rusya Ulug Kem,
şulyek Koyundeki YazIlIkaya Karayuz yazItI,
Altaylar'daki PazIrIk KurganI ve yazItlarI,
Anadolu'da; Antalya Side yazItI,
Eskişehir'in Han ilcesinde YazIlIkaya (Resim-3) ve Ucuz yazItlarI,
Ankara PolatlI YassI Hoyuk yazItlarI,
Erenkoy yazItI ,
Ergani yakInIndaki Çayonu yerleşmesi,
Gevaruk yaylasI Ozalp ilcesinde Pegan koyu Resimleri,
Salyamac Koyu yakInIndaki Cunni MagarasI yazItlarI,
Sat koyu civarIndaki Sat DagI resimleri,
Side Harabeleri yazItlarI,
Van Tirşin yaylasI Çilgir koyu yazItlarI,
Konya Çatalhoyuk yazItlarI,
Ankara PolatlI da YassI Hoyuk'teki Erken Turk yazItlarI,
Hakkari de Gevaruk yaylasI Sat Koyu tamgalarI,
Antalya da Beldibi magarasIndaki tamgalar,
şanlIurfa Gobekli Tepedeki tamgalar,
Hakkari Çelo DagI Kahn-I Melik ve Taht-I Melih kaya ustu resimleri,
Van Bolgesinde Cilo dagI Put Koyunde KIzlarIn MagarasInda ki resimler,
Başet DagInda Kaya ustu yazItlarI,
Erzurum ili KarayazI ilcesi Salyamac Koyunde Cunni MagarasI yazItlarI,
Burdur HacIlar Hoyugunde kaya yazItlarI,
Çatalhoyuk yazItlarI,
Van Tirşin alanI Çilgiri Koyu yazItlarI,
istanbul Erenkoy yazItlarI,
Antalya'da Beldibi'nde Side YazItlarI,
Sinop kalesinde kapI yazItlarI,
Trabzon Magara YazItlarI,
Suriye Lazkiye'de Ras şamra' da Ugarit yazItlarI,
Ege denizi Lemnos AdasI yazItlarI (....),

şu ana kadar bulunan ve bilinen eserlerden bazIlarIdIr.
1789 yIlInda FransIz Komutan Napolyon Dogu hakimiyetini saglamak icin OsmanlI'lara ait Filistindeki Akka kalesi onlerine gelir. Sava şI izlemek amacIyla da bir ingiliz istihbarat subayI Akka'ya Anadolu topraklarIndan (istanbul-Halep) gecerken Eskişehir YazIlI Kaya'ya rastlar.

Bizans Kulturu ile yetişmiş bu ingiliz subayI YazIlI Kaya'yI Bizans kulturune ait oldugunu ve metin icerisinde gecen "Midai" ibaresinden dolayI da, tarihte yaşadIgIna şuphe ile bakIlan, menkIbe kral Midas'a ait oldugunu iddia eder ve literature de bu şekilde gecer.

AynI şekilde Gordion diye anIlan ve Ankara-PolatlI'da bulunan YassI Hoyuk'un de Kral Midas'a ait oldugu soylenmektedir.

Bu da gercek degildir.

KanIt olarak da, bu mezarIn yapIlan karbon testi neticesinde yaşInIn M.O.740 a ait olmasIndan anlamaktayIz.

Oysa bu tarihlerde Yunan UygarlIgI diye bir uygarlIk (Yunan'a ait hicbir yazIlI eser) bulunmadIgInI Yunan'lI tarihci Herotot'da belirtmiştir.
Erken Turk yazItlarInI okumadan o zamanki yaşam ve medeniyet hakkInda fikir yurutmek mumkun degildir.

Bu sebeple de bu eserlerin ve yazIlarIn Turklere ait oldugunu, Erken Turk tarihi konusunda yaptIgI araştIrmalardan tanIdIgImIz Sn. KâzIm MiRşAN tarafIndan bu yazIlarIn okunmasI ile anlIyoruz.

Fakat bu calI şmalar bazI tarihciler tarafIndan kabul edilmemektedir.

Zira bulunan eserlerin Turkce okunarak, Turklere ait oldugunun kabul edilmesinin ne kadar buyuk bir hadise oldugunu Ataturk'un henuz daha genc bir subayken Sinop'ta yazmIş oldugu şiirden anlIyoruz.
Gafil, hangi uc asIr, hangi on asIr
Tuna ezelden Turk diyarIdIr.
Bilinen tarihler soylememiş bunu
KalkIyor ortuler; ortulen dogacak.
Dinleyin sesini, dogan tarihin,
AydInlIkta karaltI, karaltIda şafak,
Yalan tarihi gorup, dogru tarihe giden.

Asya'nIn ortasInda Oguz OgullarI
Avrupa'nIn Alplerinde Oguz OgullarI,
Dogudan cIkan biz, batI'da yine biz,
Nerede olsa, ne de olsa kendimizi biliriz.

Hep insanlar kendilerini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biriz.
Turk sadece bir milletin adI degil,
Turk butun adamlarIn birligidir.

Ey birbirine diş bileyen yIgInlar,
Ey yIgIn yIgIn insan gafletleri,
YIrtIlsIn gozlerdeki gafletten perde,
Dunya o zaman gorecek,
Hakikat nerede, hakikat nerede?
2. Mustafa Kemal Ataturk'un Türk Tarih Tezi
Mustafa Kemal ATATURK'un, Turk Tarih Tezinde Turklerin kokeninin Orta Asya oldugu resmen dile getirmiştir.

Ataturk 1922'de Turkiye Buyuk Millet Meclisinin 130ncu toplantIsInIn acIlIş konuşmasInIn birinci oturumunda yaptIgI konuşmada bu hususla alakalI şunlarI soylemiştir.

"Efendiler, bu insanlIk dunyasInda en az yuz milyonu aşkIn nufustan oluşan buyuk bir Turk Milleti vardIr ve bu milletin yeryuzundeki genişligi oranInda da tarih alanInda da bir derinligi vardIr. Turk Milletinin kokunun dayandIgI Turk adIndaki insan, insanlIgIn ikinci babasI Nuh AleyhisselamIn oglu Yasef'in oglu olan kişidir..."
Ataturk onculugunde 2 Temmuz 1932 ve 20 Eylul 1937 tarihlerinde yapIlan Turk Tarih KurultaylarI o devrin en unlu yerli ve yabancI bilim adamlarInIn katIlImlarIyla yapIlmIştIr.

Fakat ne yazIk ki Turk Tarihinin araştIrIlmasInI amaclayan bu calI şmalar Ataturk'un olumunden sonra durdurulmuştur.
3. Türk ne demektir?
Guneyde Himalaya daglarI, kuzeyde Kuzey Buz Denizi, doguda Kore Denizi, batIda Balkanlar'a kadar uzanan cografya ile Asya ve Avrupa kItalarInIn yani Avrasya olarak adlandIrdIgImIz karanIn milyonlarca kilometre karelik topraklarInda, son buzul cagInIn sona erdigi 12 bin yIl zaman derinliginde yaşamIş insanlar, meydana getirdikleri yazIlI eserlerde kendilerini Turk olarak adlandIrmIşlar ve ortak dil olarak da Turkceyi kullanmIşlardIr.
Bu insanlar neden kendilerine Türk demişlerdir? Turk kelimesi ne anlama gelmektedir?

Bunu, eski Turkce yazIt olan ve edebi bir dille yazIlan Turkistan'daki Orhun Abidelerinden ogreniyoruz.
Bu yazItta Türk, yaratana inanan anlamInda kullanIlmIştIr.

Fin Uygur Dernegi Cografya Cemiyetinin 1890 yIlInda yayInladIgI, Orhun yazItlarInIn ilk cozumunu kapsayan, tahrif edilmemiş, aslIna en uygun olan "Fin AtlasI" kitabInda birinci taş, dogu yuzu 38. satIrda

"Okuk Turok" yani "Rabbani Turuk ", "TanrI Turu" denilmektedir.

Turklerin Orhun YazItlarIndan onceki binlerce yIllIk tarihinde, Asya'nIn milyonlarca kilometre kare topraklarIna yayIlmIş yaşarlarken kendilerine verdikleri ad;

"toreye uyan" ,
"yaratanInI bilir",
"Rabbani Turk",
"TanrIsInI tanIr",
"YaratanIna baglI" anlamlarInda

"Okuk Turok"

dur. "Okuk Turok " deki "Ok" (tanrI, yaratan) Turkce deki ses uyumundan dolayI " uk " olmuş ve kelime boylece "turuk" olarak okunmuş, gunumuze de Turk olarak gelmiştir.

"Ok" ekinin gunumuzdeki kullanImIna "Öksuz ve Okkeş" kelimelerinde rastlayabiliriz.

Yaratan anlamInda kullanIlan "Ok" eki ile Oksuz, yaratanInI yitirmiş, yetim anlamInda, Ökkeş ise yaratanIna baglI anlamInda kullanIlmaktadIr.

Yani gunumuzden binlerce sene once Turk kelimesi, o bolgede ve sonrasInda tum dunyaya yayIlmIş, yaratana inanan insanlarI tanImlamak amacIyla kullanIlmIştIr ve hicbir zaman bir IrkI tanImlamak icin kullanIlmamIştIr.

O zamanIn anlayIşIna gore, gunumuzde de oldugu gibi Turk olmak icin Turk ana ve babadan da turemek gerekmiyordu.

Zaten 18 yy. a kadar savaşlarIn amac ve yontemlerini anImsarsak pratikte de bunun boyle olamayacagInI anlarIz.

Bir birleriyle savaşan iki taraftan yenen, yenilen tarafIn erkeklerini oldurmuş kadInlarInI ise kendilerine eş olarak almIş, bu şekilde de neslini devam ettirmiştir. DolayIsIyla saf, arI bir Irktan bahsetmek mumkun degildir.
Goclerin ugrak yeri olan Turk'lerin yaşam yeri olan Orta Asya icin de durum boyledir.

Bu bolge icerisinde ve sonrasInda dunyanIn dort bir tarafIna yapIlan gocler neticesinde Irklar, insanlar, medeniyetler karIşmIştIr, hakim kultur egemenligini devam ettirmiştir.

Bu buyuk goclerin neticesinde ise ortak kulturlerinde mevcudiyetlerini devam ettiren ana unsurun adI hep Turk olarak tarih boyu yaşamIştIr.

Bu buyuk goclerin neticesinde ise inanclarInda asimile olmayarak TanrIsIna inanan gruplarIn adI hep Turk olarak kalmIştIr.
4. Etrüskler, Türk müdür?
Orta Asya'dan dunyanIn diger yerleşik yerlerine yapIlan gocler sonucunda, Orta Asya'da gelişen medeniyet ve ozellikle de yazI Avrupa'ya taşInmIştIr.

Binlerce sene suren gocler, ilk olarak M.O. 5.000'lerde iskandinav ulkelerine dogru başlamIştIr.

ETRUSK olarak adlandIrIlan bu toplum italya'ya gelmeden once, Fransa'da, Glozel'de ve Avusturya'da (M.O. 4.000) yaşamIşlardIr.

Etruskler'in M.O. 1.500'lerde Po ovasIna oradan da maden bakImIndan zengin olan Etrurye denilen Toskana bolgesine yerleştikleri buralarda bulunan kalIntIlardan anlaşIlmIştIr.
Etrusklerin hâkimiyeti kuzeyde Po ovasIndan Roma şehrinin guneyine kadar hem karada hem de denizde ustun bir medeniyet olarak surmuştur.

M.O. 600 yIllarInda en guclu olduklarI donemde Roma şehri M.O. 743 de Etrüsk' lu Romulus tarafIndan kurulmuştur.

Roma şehrinin simgesi olan ve Roma şehrinin degişik yerlerinde bulunan heykel, Türk'lere Ergenekon'da yol gosteren efsanevi hayvan dişi kurt Asena'nIn memelerinden sut emen iki cocuk simgesidir. (Resim-8 )
Roma şehrini kuranlarIn Etruskler oldugu ve bunlarIn da Turk olduklarI, 2004 yIlInda Etrusk mezarlarIndaki kemiklerin genetik araştIrmalarIndan da anlaşIlmIştIr.

italya'da Ferrara Universitesi Genetik bilimci Prof. Guido BARBUJANi,
Firenze Universitesinden Prof. Davit CARAMELLi,
Bologna Universitesi Prof. Loredana CASTRY,
Parma Universitesi Prof. Antonella CASOLi,
Pisa Universitesi Prof. Francesco MALLEGNi,
ispanya Barselona'da Pompeu Farba Universitesi Prof. Carles LALUEZA imzalI raporda yaşlarI 2700 ile 2300 arasInda degişen 80 Etruks iskeletinin genetik araştIrmasI sonucunda Etrusklerin Dogulu oldugu sonucu acIklanmIştIr.

AyrIca, Etrusklerin Orta Asya'dan gelen ama Hazar kuzeyinden gelip Avusturya'daki insburg bolgesi uzerinden italya'nIn Po ovasI bolgesine inen bir halk oldugunu,

Sn.KazIm MiRşAN'In Etrusklerden kalma uzeri yazIlI belgeleri okumasIndan da anlaşIlmaktadIr.
italya'da 1995 yIlInda Etrusk konusunda en yetkili bilim adamI olan Floransa'dan Prof.Dr. Giovannangelo CAMPOREALE, Sn Mirşan ile bir hafta suren goruşmeleri sonrasInda Etrusk yazItlarInIn Erken Turkce oldugunu kabul etmiştir.
AyrIca araştIrmacI yazar rahmetli Adile AYDA,

"Etruskler Turk mu idi?" ( Ankara 1974), kitabInda da aynI konu işlenmiştir.

Adile AYDA bu araştIrmalarInda ozellikle Turkce ve Etruskce arasInda soz benzetmeleri yapmIştIr.

Adile AYDA ayrIca,

"Herodot (M.O. 484-425 ) Attika halkInIn Helen asIllI olmadIgInI soylemekte"

diyerek, Etrusk'lerin Turk oldugunu belirtmektedir.
Roma'yI Kuran Etrusklerin M.O. 100 yIlIna kadar bu bolgede ustunluklerinin surmesine karşIn bir sure sonra kendi dillerini konuşmayI bIrakarak Latince konuşmaya başlamIşlar, sonrasInda da kulturlerini kaybederek tarih sahnesinden yok olmuşlardIr.
5. Türkler ilk defa Anadolu'ya ne zaman girmişlerdir.
Turklerin Anadolu'ya ilk defa 1071 de Malazgirt zaferi ile girdigini iddia etmek dogru degildir!

Turklerin Orta Asya'dan başlayIp Avrupa iclerine kadar uzanan izlerine rastlanmasIndan anlaşIlacagI uzere Anadolu topraklarInIn 7000 yIllIk sahibi Turk'lerdir ve en koklu medeniyete sahip olan Turkler Orta Asya'dan Avrupa ve Anadolu' ya, bir kIsmI yine Avrupa'dan tekrar Anadolu'ya gelmişlerdir.

Bunu isvec, Norvec, Danimarka, Almanya, isvicre, Romanya, Fransa gibi cografyalarda, bIrakmIş olduklarI bircok tarihi eserlerde yer alan yazIlarIn okunmasIndan biliyoruz.
Milattan once Anadolu'da yaşamIş ve cok gelişmiş kulturleri ile cevrelerindeki insanlara medeniyet aşIlamIş bir topluluk olan ve bugun "Frigler" olarak adlandIrIlanlar, Erken Turklerdir.

BunlarIn AFYON-ESKişEHiR-ANKARA-UşAK cevresinde bIraktIklarI eserler hala ayaktadIr. Frig'lerin gunumuze kadar kalan en buyuk eserlerinden biri Eskişehir ili Han KazasI YazIlIkaya Koyundeki "YazIlIkaya" anItIdIr.

Etruskceye benzeyen Erken Turkce ile yazIlan YazIlIkaya YazItI 1965 yIlInda Etrusk yazItlarInI okuyup 1970 yIlInda "Proto-Turkce YazItlar" adlI kitabInI yayInlayan Sn. KazIm Mirşan tarafIndan 1994 yIlInda okunmuştur.

Etrusk yazItlarInIn Etrusk alfabesine gore Turkce okumasInIn yanI sIra 1998 YIlInda "Etrusklerin Tarihleri, YazIlarI ve Dilleri" kitabInI yazan Sn. Mirşan, Etrusklerin dil ve inanc yapIlarInI da inceleyerek Etrusklerin Turklugu konusunu acIkca ortaya koymuştur.
Turk DunyasI AraştIrmalarI VakfI Sn. KazIm MiRşAN'In yeni kitabInI olan "iSKANDiNAVYA'DAKi TURK YAZITLARI" kitabInI yayInlamIştIr.

Bu kitap, iskandinav cografyasInda M.O.2300-2700 yIllarIna ait eserler uzerlerinde "FUTHARK" yazIsI olarak bilinen yazIlarIn Sn. KazIm MiRşAN tarafIndan "ERKEN TURK YAZITLARI" olarak okunmasInI kapsamaktadIr.
6. Çin'deki Beyaz Piramitler.
Dogu Turkistan'da Himalaya DagI eteklerinde Tibet sInIrIna yakIn Shensi Bolgesinde Çin hukumeti tarafIndan dunyadan gizlenen Beyaz Piramit ve civarIndaki 100 kadar diger piramitler Turk'un Orta Asya'daki gecmiş tarihinin bircok sIrlarInI iclerinde saklamaktadIr.

Meksika'daki ve MIsIr'daki piramitlerin bazI araştIrmacIlar tarafIndan atasI kabul edilen bu Beyaz Piramit'in MIsIr'daki buyuk piramitten iki misli buyuklukte ve yaşInIn 5000 yIl dan fazla oldugu bilinmektedir.
Beyaz Piramit bolgesinden dunya ilk defa 1912'de iki AvusturyalI gezgin sayesinde haberdar oldu, bunu 1957'de Life dergisindeki II.Dunya SavaşI'nda ucaktan cekilmiş resminin yayInlanmasI takip etti. En sonunda da yasaklanan bu bolgeye girmeyi başaran Alman araştIrmacI Harwig Hausdort'In fotograflarI yayInlandI.
7. Psikolojik Savaş faaliyetleri altInda BatInIn Turk tarihine bakIşI
1000 yIldan fazla suren islamlIk-HIristiyanlIk davalarInIn dogurdugu duşmanlIk duygusu icindeki tutucu tarihciler, bu davalarda asIrlarca islâm'In onculugunu yapan Turklerin tarihini, kan ve ateş maceralarIndan ibaret gostermeye calI ştIlar.

Turk ve islâm tarihciler de Turklugu ve Turk medeniyetini islâmlIk ve islâm medeniyeti ile kaynaştIrdIlar; islâmlIktan onceki binlerce yIla ait devreleri unutturmayI Ummetcilik siyasetinin icabI ve din gayreti vecibesi bildiler.

Daha yakIn zamanlarda OsmanlI imparatorluguna baglI butun unsurlardan tek bir millet yaratmak hayalini guden OsmanlIlIk cereyanI da, Turk adInIn anIlmamasI, milli tarihin yalnIz ihmal degil, yazIlmIş oldugu sayfalardan kazInIp silinmesi yolunda ucuncu bir etken halinde digerlerine eklenmiştir.

Butun bu olumsuz cereyanlar, tabii olarak, mektep programlarI ve mektep kitaplarI uzerinde bile etkisini gostermiş ve Turklugun, cadIr, aşiret, at, silah ve savaş kavramlarIyla eş anlamlI tutulmasI gelenegi mektep kitaplarImIza kadar girmiştir.
18. yuzyIldan sonra uretilen Avrupa merkezci tarih teorisi, insanlIk tarihini, eski Yunan-Roma uygarlIklarI ekseninde acIklamIş ve uygarlIk mirasInI da AsyalI ve Ortadogulu kaynaklardan kopararak, Avrupa' nIn tekelinde gostermiştir.

BatI Avrupa dIşIndaki halklar, bu arada Turkler uygarlIk yaratan degil, uygarlIk yagmalayan ikinci sInIf "barbar" Irklardan sayIlmIştIr.

Bu hususta 8 nci CumhurbaşkanI Turgut OZAL'In 1988 yIlInda, kaleme aldIrdIgI "La Turquie in Europe" isimli eserinde şu ifade yer almaktadIr;

"Bizi Turk sayarak dIşlIyorsanIz bilin ki, bizim Turk denecek bir şeyimiz yoktur, uygarlIk adIna neyimiz varsa hepsini YunanlIlardan aldIk, bizim kulturumuz Yunan kulturudur, oglumun adI olan Efe bile, YunancadIr; Bu nedenle, Avrupa Birligine girmemiz icin kulturel engel yoktur (....)

Biz tepemizde Turk olmayan yoneticiler bulunmasInI yadIrgayan bir toplum degiliz, Avrupa Birligine alInmamIza bu acIdan da herhangi bir engel yoktur!"

Bu kapsamda yapIlan hata ilk degildir son da olmayacaktIr.

Ataturk'un olumunden sonra iktidardaki CHP nin sozcusu durumundaki Nurullah ATAÇ, batI kulturunun mutlak ve eksiksiz alInmasInIn, bunun icin de Yunanca ve Latince'nin mecburi ders olarak Turk okullarInda Turk cocuklarIna okutulmasI gerektigini savunmuştur.

O devirlerde Yunan Latin eserleri okullarda ders olarak okutulmaya başlamIş, hatta Latince egitim veren liseler acIlmIştIr. Tum bu cabalarIn mantIgInda, aslInda ana dilimiz Turkceyi unutturarak Turk kulturunu yozlaştIrmak, degiştirmek ve yok etmek hedeflenmiştir.
Likya'nIn Yunan medeniyetinin temeli oldugunu gostermek amacIyla Likya uygarlIgI konusunda ilki Akdeniz Medeniyetleri Enstitusu (AKMED) tarafIndan 1977'de istanbulda,1990 da Viyana'da yapIlan Likya sempozyumlarInIn bir ucuncusu 7-10 KasIm 2005 tarihinde en geniş katIlImla (350 katIlImcI) Antalya'da yapIlmIştIr.

AKMED' in kurucusu ve sempozyumun (Bilgi şoleni) şeref başkanlarI Suna KIRAÇ ve inan KIRAÇ'In duzenledigi ve Antalya valisi Alaaddin Yuksel'in acIlIş konuşmasInI yaptIgI sempozyumda inan KIrac Bizans ile ilgili

"BazI şeyleri dIşlIyoruz. Bizim degil diyoruz. Oysa Bizans bizim. 1100 yIl birileri yaşamIş, sonra ben OsmanlI olarak bunun bir parcasI olmuşum. Sonra Cumhuriyet olarak devam etmişiz. DolayIsIyla Bizans'I, 1100 yIlI silip atamayIz."

demiştir.

Oysaki bu bilgi şoleninde

"Likya medeniyeti Yunan medeniyetinin temelini meydana getirir."

iddialarIna verilecek cevap, Likya konusunda Prof. Dr. Cevdet BAYBURTLUOGLU ve diger araştIrmacIlar yIllardIr yaptIklarI calI şmalardIr.

Bu araştIrmalarIn IşIgInda diyoruz ki, gunumuze kadar ulaşan yuzlerce Likya yazIlarI mademki eski YunancadIr, neden Yunanca temel alInarak hala okunamamaktadIr!

BatIlI bilim adamlarInIn Etrusk yazIlarInI okunmaya muvaffak olamadIklarI gibi, soz konusu olan Likya yazIsI da Etrusk yazIsInIn bir turevi oldugundan okunamamaktadIr.

Etrusk, Pelas, Attika ve Firik yazIsI ile Likya yazIsI aynI kokten dogan alfabenin farklI zaman ve cografyalarda cok az degişmiş halleridir ama ana kok aynIdIr ve bu yazIlar Tarihci Doc.Dr.Haluk Berkmen tarafIndan okunabilmektedir.

Tarihci Dr. Serhat Kunar; " Antalya ve yakIn cevresi" adlI kitabInda,

Midilli'de oturan Yunan'lIlarIn Anadolu'da yaşayan Turklere, bayraklarIndaki Kurt başIndan dolayI, Yunancada Kurt anlamIna gelen Likos diye hitap ettiklerini belirterek Likya'lIlarIn bIraktIklarI yazIlardan da bunlarIn Erken Turk olduklarInIn anlaşIldIgInI yazmaktadIr.
1977 den beri Likya medeniyeti ile Yunan medeniyeti arasInda ilgi kurmak icin AKMED bunyesinde yapIlan calI şmalarIn hicbir bilimsel temeli yoktur.
8. Sonuç
Dunyada en eski uygarlIga sahip olan biz Turkler, bunun bilincinde olarak dunyanIn neresinde olursa olsun atalarImIzIn bIrakmIş olduklarI eserlere sahip cIkmak zorundayIz!
a. Gercek Turk tarihi bize şunu soylemektedir:
Ø ilk Alfabetik yazIyI Turkler buldu.
Ø 12 HayvanlI Turk Takvimi Dunyadaki ilk takvimdir.
Ø ilk Odusleri (Devletleri) Turkler kurmuştur.
Ø PusulayI, anahtarI, saati, kagIdI ve matbaayI Turkler bulmuştur.
Ø Avrupa medeniyetinin temelini oluşturan Etruskler Turk'tur.
Ø Turk TopraklarInIn en eski sahibi Turklerdir.
Anadolu topraklarInIn eski Yunan medeniyeti ile hicbir alakasI yoktur!

Anadolu topraklarInIn en eski sahipleri Ataturk'un de dedigi gidi Turklerdir!

Bizlerden once bu topraklarda başkalarInIn oldugunu kabul etmek, buyuk bir yanIlgIdIr!

Aksi takdirde herhangi bir milletin ve medeniyetin kulturel ustunlugunu kabul etme ezikligi icerisinde olmamIz, kulturel degerlerimizi zamanla kaybetmeye, sonucta da tarih sahnesinden yok olmamIza sebep olacaktIr!

Butun bu gaflet, delalet ve hIyanet icerisinde yapIlan saldIrIlar karşIsInda suratle Ataturk'un "Turk Tarih Tezi" gun IşIgIna cIkarak, yapIlmIş olan bilimsel araştIrmalar kaldIgI yerden devam ettirilmelidir. Kabul edilmelidir ki, Ataturk inkIlâplarI Turk UygarlIk tarihin bir urunudur!
Ataturk onderliginde, dort yIl olan lise egitimi icin hazIrlanan, fakat Ataturk'un olumuyle 1939 (yeni kitaplarIn hazIrlanIncaya kadar bu kitaplar 1941 yIlIna kadar okutulmaya devam edilmiştir) yIlInda mufredattan kaldIrIlan tarih kitaplarI yeniden mufredatlara ilave edilmelidir.
Ulusal birligin en onemli ogelerinden biri tarih bilincidir. Uluslar, tarihlerine guvenerek geleceklerine yon verirler. Tarih bilinci olmayan ve bagImsIzlIktan odun veren milletlerin hayat hakkI yoktur. Bilinmeli ve hic unutulmamalIdIr ki Bu devletin temelinde "BagImsIzlIk benim karakterimdir!" diyen Mustafa Kemal ATATURK vardIr.
9. Kaynaklar :
a. KâzIm Mirşan
Ø "Turk Metrigi"KitabI
Ø "Prototurkce YazItlar" KitabI
Ø "ALTI YARIQ TiGiN" KitabI
Ø "Prototurkceden Bugunku Kurtceye" KitabI
Ø "Urgun-Selene" KitabI
Ø "Anadolu Prototurkleri" KitabI
Ø "Astrofizik" KitabI
Ø "BOLBOLLAR" KitabI
Ø "Alfabetik YazI BaşlangIcI ve Glozel YazItlarI" KitabI
Ø "Alfabetik YazI BaşlangIcI" KitabI
Ø "Etruskler" KitabI
Ø "Turk Takvimi" KitabI
Ø "Erken Turk Devletleri ve Turuk Bil" KitabI
Ø "Solgentaş MagarasI" KitabI
Ø "iskandinavya'daki Turk YazItlarI" KitabI
b. Turgay Tufekcioglu
"şeytan Ucgeni" KitabI
c. Haluk Tarcan
"On-Turk UygarlIgI" KitabI
d. Kaynak YayInlarI, Kemalist Egitimin Tarih Dersleri (4 cilt)
e. Turk DunyasI Turk Kultur Dergisi S-51 8 nci Cumhur BaşkanI Turgut Ozal'In YazdIrdIgI "La Turquie en Europe " KitabIndan.
f. internet
g. Yeni Aktuel Dergisi / 2-8 Agustos/2005
 
 

 
www.acikistihbarat.com
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol