Lapsekili
  doğu türkistan
 

Önsöz

Günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti'nin yönetiminde bulunan; 1.828.418 km2 yüz ölçümü ile Asya'nin merkezinde yer alan Doğu Türkistan'da, 1990 yılında yapılan ilmi bir araştırmaya göre, 26 milyona yakın özbeöz Türk yaşamaktadır.

Doğu Türkistan'ın bu tarihi ve coğrafî adı; 1876'daki Çin-Mançu istilâsindan sonra müstevlilerce, 1884'de "Yeni Toprak" anlamına gelen "Sinkiang = Sincang" olarak değiştirilmiş, ve 1949' da vuku
bulan Kızıl Çin işgalinden sonra da 1955 yılında "Sinkiang Uygur Otonom Bölgesi" adıyla bugünkü idarî statusu kazandırılmıştır.

Doğu Türkistan'ın jeopolitik ve stratejik konumu, fizikî coğrafyası, tarihi geçmişi, etnik yapısı, kültürel değerleri ve dini inançlarıyla Türk-İslâm dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır.

 

Sosyal Yapıdaki Eşitsizlikler

" Üretim ve İnşaat Ordusu ", " Güvenlik Birlikleri " gibi değişik isimler altında akın akın bölgeye getirilen Çinli göçmenler, ülkenin en verimli bölgelerine yerleştirilirken yerli halk da kurak bölgelere göçe
zorlanmaktadır.

Türkler, en ağır işlerde karın tokluğuna çalıştırılırken, Çinli
göçmenlere ise özel siyasî ve ekonomik imtiyazlar verilmektedir.

Türk halkı, kırsal kesimlerde ve kenar mahallelerde alt yapıdan yoksun harabe evlerde otururlarken, Çinli göçmenlere alt yapısı tamamlanmış modern yerleşim bölgeleri inşa edilmektedir.

Sosyal yapıdaki dengesizlik her bakımdan Türk halkının aleyhine gelişmektedir.

Mecburi Kürtaj ve Doğum Kontrolu

1984 yılında Kızıl Çin' de yürürlüğe giren mevcut Kürtaj yasası, daha ağır yaptırımlar ile 1988 yılında Doğu Türkistan'da uygulanmaya başlanmıştır.

Yasaya göre, Çinli'lere bir çocuk sahibi olma hakkı tanınırken, azınlıklara iki çocuk sahibi olabilme hakkı verilmiştir.

1990 yılından sonra ise iki çocuk hakkı bir ile sınırlandırılırken, ikinci çocuk sahibi olmak isteyenlere agır cezai müeyedeler uygulanmaya başlanmıstır.

İlgili birimler tarafından, ikinci çocuğa hamile olan kadınların tesbiti halinde, hamilelik safhası 8 yada 9.ncu ayında bile olsa bu durumdaki kadınlar, Polis marifetiyle evlerinden alınarak, sağlıksız ve teknik donanımdan yoksun mahalle aralarındaki köhne, sözde sağlık merkezlerinde kürtaj edilmektedirler. Bunun neticesinde de birçok Uygur kadını hayatını kaybetmektedir.

Doğu Türkistan'da uygulanmakta olan insanlık dışı bu uygulamalar
neticesinde her gün, çocuk sahibi olmak dışında herhangi bir suçları
bulunmayan yüzlerce Uygur kadını hayatını kaybetmektedir. Kürtaj
bahanesiyle yapılan soykırıma bir kaç örnek:

6 Mayıs 1986 Tarihinde,Turahan Ayşem isimli Uygur Türkü 29 yaşındaki bir kadın kendisine yapılan Kürtaj sonrası kan kaybından ölmüştür.

Agustos 1997 tarihinde, Doğu Türkistan'nın Toksu ilçesinde yaşayan Çolpanhan isimli bir hanım hamile olduğu için Kürtaj olmaya zorlanmış, ayrıca kocasıda 3000 yuven para cezasına çarptırılmıştır. Parayı ödemeye maddi gücü olmayan hanımın kocası evden kaçarak bölgeyi terketmiş ve kadını tek başına bırakmıştır. Bilahare, zorla evinden alınan kadın Kürtaja zorlanmıştır. Bir fırsatını bularak sağlık merkezinden kaçan kadın bir mezarlığa sığınarak kendi başına doğum yapmış ve bebeğinin göbeğini dişleriyle kesmiştir. Daha sonra başka bir şahıs tarafından mezarlıktan alınarak evine götürülen Çolpanhan isimli bayan bir ihbar üzerine yeniden yakalanmış ve götürüldüğü polis merkezinde bebeği sıcak suya batırılmak suretiyle katledilmiş bu acıya dayanamayan anne de ölmüştür. Yukarıda verilen örnekler, Doğu Türkistan'da katledilen binlerce anne ve bebekten sadece birkaçına örnek teşkil etmektedir.

 

Eğitim ve Kültürel Durum

Eğitim ve kültürel alanlarda da eşitsizlik vardır.

Doğu Türkistan'da üniversitede okuyanlarin % 20'si Türk, % 80'ni ise Çinlidir...

Türkologların ilim adamlarının Türk tarihi, Türk kültürü konularında bağımsız çalışmalarına, eser vermelerine izin verilmemekte, kırsal yörelerde çağ dışı şartlarda öğretim yapılmaktadır.

Çinli Göçmen Yerleştirilmesi

Ülkenin demografik yapısını değiştirmek amacıyla, sistemli olarak ülkeye Çinli göçmen yerleştirilmektedir.

Doğu Türkistan'ın işgal edildiği 1949 yılında % 5 olan Çinli nüfus oranı 1996 yılı itibarîyle % 40'lara ulaşmış durumdadır.

Büyük şehirlerde bu oran % 80'leri geçmiştir.

Asimilâsyon amacıyla bölgeye yerleştirilen Çinli göçmenler toplumun güvenliğini, huzurunu bozmakta, yerel ekonomiyi ve geleneksel sanayii yok etmektedir.

Ekonomik Talan

Dört bir yanı tabii ve ekonomik zenginliklerle dolu olmasına rağmen, Doğu Türkistan, " geri kalmış ülke " hüviyetindedir.

Zengin petrol, doğal gaz, kömür, altın yataklarına rağmen halkımız sefalet içerisinde oldukça "yoksul" bir hayat sürmektedir.

Bütün Çin'de mevcut olan 148 çesit madenin 118 çesidinin Doğu Türkistan'dan çıkarılıyor olması, bölgenin zenginlik derecesini ortaya koymaktadır.

Ancak bu zenginlik talan edilircesine Çin'e taşınmakta, bunun ihracatından elde edilen gelir ise Pekin kasalarına aktarılmaktadır.

Doğu Türkistan'ın kalkınması ve halkın refahı için ayrılan oldukça düşüktür.

Kısacası Doğu Türkistan; dünyanin zengin ülkelerinden
biri olmasına rağmen halkı en fakir olan bir ülke konumundadır

 

 

Nükleer Denemeler ve Çevre Meselesi

Çin'in "nükleer merkezi" ve "atom deneme alanı'' Doğu Türkistan'in
Lobnor bölgesindedir.

1964'den bu yana 11'i yer altı olmak üzere toplam 44 nükleer deneme, yapılmıştır. Hiçbir koruyucu tedbir almaksızın yapılan
bu denemeler sonucunda resmi kayıtlara göre 210 bin insan hayatını
kaybetmiştir.

Radyoaktif yayılma sonucu; çevre kirlenmekte, tabiat ve ürünler tahrip olmakta, başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara
yakalanmakta, çocuklar ise sakat doğmakta veya ölmektedir.

Radyoaktif etkilerin görülmesi üzerine Batılı ülkelerin Çin'den ithal ettikleri Doğu Türkistan menşeli ürünleri satın aıinmasını durdurmuş olmaları, radyasyon oranının yayılma derecesini gösterir önemli bir kanıttır.

Netice

Ana hatları ile dile getirdiğimiz tüm bu meselelerin uluslararası arenada ele alıp ve kamuoyu oluşturulması için Bütün Dünyanın ilgi ve desteklerine ihtiyaç vardır.

Sizlerden; yok edilmeye çalışılan soydaşlarınızın dert ve davalarını bütün imkânlarınızla; resmi, gayri resmi bütün kurum kurululara
anlatılması, medya'ya aksettirilmesi için bize yardımcı olmasını arzu ve ümit ediyoruz.

Evrensel hukuk ve insan hakları çağında Doğu Türkistan
Türkleri'nin karşı karşıya bulunduğu meselelere diyalog yoluyla çözüm getirilmesi gerektiği inancındayız.

 

www.doguturkistan.net kaynaktır. Ayrıca Ötüken dergisine teşekkür  ederim.

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol