Lapsekili
  makedonya(1)
 

Arslan BULUT'un Makedonya izlenimleri (1)

Makedonya anıları (1)

Makedonya Türkleri’ne Bayrampaşa tuzakları!


Bir Makedonya Türkü anlatıyor: İstanbul’da en çok göçmen yaşayan Bayrampaşa Belediyesi açıkça Arnavutçuluk yapıyor. Seçimlerde Ali Ahmeti’nin partisini desteklediler. Türklere de sus payı verilmeye çalışıldı.


Türkleri Türk kimliğinden soyutlamak için sadece Makedonya’da değil Balkanlar’da, Kafkaslar’da, bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde, Sibirya’da, İran, Irak ve Suriye’de hatta Türkiye’de benzer oyunlar oynanıyor.


13. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı
Kurultaya bu yıl Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Orhan Kavuncu ve Türk Ocakları yöneticisi Kerim Ünal da katıldı. Açılış töreninde, Makedonya Parlamentosu Başkanvekili İvan Atanovsky “Karar verdim Ben de Türkçe öğreneceğim” dedi.  Ohri Belediye Başkanı Aleksandr Petreski, Makedonya Türk Demokratik Partisi Genel Başkanı ve milletvekili Kenan Hasib, Milletvekili Hadi Nezir de kurultayın açılışında bulundu.


Ohri kalesi etrafında eski Türk mahallesi
Ohri Kalesi ve civarı 1953’teki göçten önce tamamen Türk mahallesi idi. Zaten mimariden de bu durum belli oluyor. Ancak şimdi bu mahallede Türk yaşamıyor. Şehrin ortasındaki çarşıda ise esnaf, Türkçe konuşuyor. Struga’da Ohri gölünün kıyısında Sveti Naum manastırı var Manastır yakın zamana kadar Türkler tarafından Sarı Saltuk’un kabri olarak da ziyaret ediliyordu.

Makedonya’nın başkenti Üsküp’e indiğim andan itibaren sanki Yıldırım Beyazıt döneminde yaşıyormuş da buralara akıncı olarak gelmiş gibi bir ruh hali içine girdim. Bu topraklarda mezarları bile kaybolmuş bütün Türkler canlıymış da etrafımda dolaşıyormuş gibi hissediyor, beynimin bütün hücrelerinde davul ve zil sesleri duyuyor, kendimi mehter marşları mırıldanırken yakalıyordum. Tıpkı, 1884 Üsküp doğumlu olan ve 18 yaşına kadar burada yaşayan Yahya Kemal’in, “Mağlupken ordu, yaslı dururken bütün vatan / Rüyama girdi her gece bir fatihâne zan.”  dediği gibi! Şimdi ordumuz mağlup değildi ama buralarda bıraktığımız Evladı Fatihan darmadağınıktı.


3 partiye bölündüler
13. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı’na katılmak için gelen heyeti karşılamaya gelenler arasında üç Türk partisinden sadece birinin başkanının bulunmasından da bu dağınıklık belli oluyordu. Oysa 2002’de Devlet Bakanı Reşat Doğru, grupları birleştirmişti. Zaten tek bir parti idiler. Ne oldu da üç partiye bölündüler!  Bu dağınıklıktan Makedonya Türkleri de rahatsız ki, içlerinden biri olan ve Ankara’da eğitim gören Mürteza Sulooca, Yeni Balkan gazetesinde “Orada Türk var mı?” başlıklı bir makaleyle uyarılarda bulunuyor:


Komitacı oyunları
“Birkaç yıl önce, Ankara’da öğrencilik yıllarımda bir programa katılmıştım. Kültür Bakanlığının himayesi altında olan programın hedefi Balkanlardan göç eden dernekler aracılığıyla folklor gösterilerinde bulunarak Mustafa Kemal için Kocacık’ta bir anı evi yapmaktı. Bu projenin başında dönemin İzmir milletvekili Kemal Vatan vardı. İktidarda olan parti üyesi olduğu için rahatlıkla Kültür Bakanlığının desteğini almıştı. Amaçlar güzel seçilmiş, mekâna diyecek yoktu; tarihi Türk Ocakları binası.. Görünürde her şey olması gerektiği gibiydi. Ve o an geldi, bizler Balkan Türklerine ait geleneksel şarkı ve oyunları beklerken karşımıza komitacı müzik ve oyunları çıktı.


Arnavutçuluk sevdası
Oyunlar Osmanlı’nın nasıl Makedon halkına zulmettiğini dile getiriyordu! Allah da bunlara emellerine ulaşmayı nasip etmedi. Kocacık’taki anıt evin yapımını Atatürk’ü içtenlikle seven sayan ve onun Türk oğlu Türk olduğunu bilen insanlara bıraktı. Çünkü bunlar cesaretleri olmadığından açıktan olmasa da el altında Makedon Dünya Kongresi’nin iddialarını destekleyerek Atatürk’ü Makedon Müslümanı yapacaklardı. Aradan yıllar geçti fakat Balkanlardan göç eden insanımızı yönetenlerde bir farklılık olmadı. Bu kez Arnavutçuluk sevdasına yakalandılar. Makedonya’dan Türkiye’ye göç eden herkes meğerse Arnavutmuş! İnsan ister istemez merak ediyor, Balkanlar’dan hiç Türk göç etmedi mi? Göç ederken biz Türküz diye bas bas bağırmıyorlar mıydı? Şimdi kalkıyorlar kendilerini Arnavut olarak tanıtıyorlar. Tanıtan olabilir ona diyeceğimiz yok, ama Arnavut kültürünü Türk kültürü diye yedirmeye, Makedonya’daki Türkleri güzel Türkçe konuşan Arnavut olarak ilan etmeye kalkarlarsa durum değişir.


Ciddi ve planlı hareket
Maalesef bu olaylar yine üst düzeyde oluyor, İstanbul’da en çok göçmen yaşayan Bayrampaşa Belediyesi açıkça Arnavutçuluk yapıyor. Seçimlerde açık ve net şekilde Ali Ahmeti’nin partisini desteklediler. Türklere de sus payı verilmeye çalışıldı. Fakat zaman gösteriyor ki bu olaylar ferdi olaylar değildir. Çok ciddi ve planlı bir şekilde çalışıyorlar. Rumeli Türkleri Vakfı, Makedonya ve Kosova’yı kapsayan bir gezi ve faaliyet programı düzenledi. İki cami açılışı, iki panel, konser vs. Bu gezi esnasında da esas amaçlar ortaya çıktı. Dükkancık Camii’ni haber yapan Arnavutça günlük Laym gazetesi, bu caminin maddi desteğini Üsküp’ten göç eden Arnavutların sağladığını iddia ediyordu. Hatta Rumeli Vakfı’nın Arnavut vakfı olduğunu ifade ediyordu. Ben vakıf başkanından yalanlama veyahut düzeltme beklerken, vakfın Türk Sanat Müziği konserinde Arnavut folklorundan örnekler seyretmek kaldım.


Asimile etme çabası
Seyircilerin bazıları tepki olarak salonu terk ederken, bazıları oyuna ayak uydurarak gönül eğlendirdi. Osmanlı Kültürüne destek veren, sahip çıkanlara da plaket dağıtıldı. Arnavutlar ile Türkler arasındaki din bağını gündeme getirerek Türkleri asimile etmeye büyük çaba harcıyor.
Evet birileri Atatürk adına Makedonculuk yapıyor, birileri dini araç ederek Arnavutçuluk yapıyor. Makedonya Türkleri olarak bu tarz oyun oynayanlara gerekli cevabı vermeliyiz. Bizi Makedon Müslümanı, güzel Türkçe konuşan Arnavut olarak adlandıranlara açık ve net olarak tepkimizi ortaya koymalıyız. Bizi ahmak yerine koymalarına izin vermemeliyiz.  Mustafa Kemal’in kurmuş olduğu Türk Tarih Kurumu ve diğer bilimsel kuruluşlar Makedonya göçünü ciddi bir şekilde ele alarak gün ışığına çıkarılmalıdır.”


Hedef Türk kimliği!
Bu yazı, dünya Türklüğünün genel meselesini özetliyor aslında. Türkleri Türk kimliğinden soyutlamak için sadece Makedonya’da değil, bütün Balkanlar’da, Kafkaslar’da, bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde, Sibirya’da, İran, Irak ve Suriye’de hatta Türkiye’de aynı oyunlar oynanmıyor mu? Bu sebeple, deprem sırasında göçük altında kalanlara seslenmek için kullanılan “Orada kimse var mı?” sözünü, Osmanlı’nın çöküşü ile sarsılan bütün Türk dünyasında, siyasi ve kültürel deprem sonucu kimliğini kaybetmeye başlayan bütün Türklere hitaben yüksek sesle haykırmak gerek:
-Orada Türk var mı?


Ohrili Eyüp Sabri Beyi
Ohri’de kimse tanımadı!
Makedonya Türkleri’nin halk oyunları ekibinin karşılamasından sonra 13. Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Kurultayı’nın yapılacağı Ohri’ye hareket ettik. Ohri bu bölgenin tatil şehri. Rakım 678 metre. Ohri gölü, 41 kilometre uzunluğunda 19 kilometre genişliğinde. En derin noktası 286 metre. Su dipten geliyor ve Drim ırmağı ile Arnavutluk üzerinden Adriyatik denizine dökülüyor. Alabalıklar, İspanya ile Ohri gölü arasında mekik dokuyor. Ohri’de bütün Türklere İttihat ve Terakki’nin bir numaralı kurucu üyesi Ohrili Eyüp Sabri Bey’i sordum. Bilene rastlamadım!


Hürriyet kahramanıydı
Ohrili Eyüp Sabri Bey, Enver Bey ve Resneli Niyazi Bey ile birlikte, Makedonya’daki komitacılara karşı mücadele etmek için dağa çıkan bir Hürriyet kahramanı idi. Bugün, İstanbul’da Hürriyet-i Ebediyye tepesindeki hürriyet şehitleri mezarlığında yatıyor. Enver Paşa’nın kabrinin Tacikistan’dan naklinden sonra eski komutanı ile mezarda da olsa yeniden buluştu! Yüzbaşı Ohrili Eyüp Sabri, Cumhuriyet döneminde Çorum milletvekilliği yaptı. Akgöl soyadını aldı. Atatürk’e suikast davasında yargılanıp beraat etti. Ohri, Sultan I. Murat döneminde, 1385 yılında Çandarlı Hayrettin Paşa tarafından Osmanlı devleti topraklarına katılmıştı. Ohri’de, Osmanlı döneminden kalan bazı eserler halen ayakta: Haydar Paşa Camii, Kuloğlu Camii, Hacı Hamza Camii, Halvetî Tekkesi, Ali Paşa Camii, Hacı Durgut Camii ve kötü restore edilmiş bir hamam.



Mirac Kandili ve Gök Tengri duası birarada
Türk Demokratik Partisi Gençlik Kolları’nın ev sahipliğinde toplanan kurultay, 1992’den beri her yıl bir Türk ülkesinde veya bölgesinde yapılıyor. Kurultay, Ohri gölünün kıyısında Metropol Oteli’nde Makedonya ve Türkiye’nin İstiklal Marşları ve Türk tarihinin kahramanları ve şehitleri için saygı duruşu ile başladı. Şor ve Tuva Türkleri kımızla saçı saçtı, kurultayı kutsadı. Kurultayda Hıristiyan veya Gök Tengri dinine inanan Türklere İslâmı tebliğ etmek isteyenler olduğu gibi “Öz dininize dönün” diyenler de vardı. Mirac Kandili gecesi de Kuran okundu ve Prof. Dr. Orhan Kavuncu tarafından Türk Dünyası’nın birliği için Türkçe dua edildi. Türk Ocağı Kadınlar Kolu katılımcıları tarafından yapılan mükemmel bir helva gençlere dağıtıldı.

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol