Makedonya anıları (3)
Dilde ve fikirde işbirliği yapılmalı
Fin-Ogur teşkilatı adına konuşan Dünya Fin-Ogur Teşkilatı Mafun’un ikinci başkanı Vadim Danilov, “Kurultay, bizim için Türk Dünyası’nın öbür halkları ile önemli bir birleşme zeminidir” dedi
Danilov: Siyasi konularla yetinilmemeli. Kültürel konuların görüşülmesi de çok önemli. Festivallerde yeralmak gerekiyor. İşbirliği anlayışımızı geliştirmeliyiz. Büyük bir geleceğimiz olacak
13. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı’na Fin-Ogur teşkilatı adına katılan Dünya Fin-Ogur Teşkilatı Mafun’un ikinci başkanı Vadim Danilov, “Kurultay, bizim için Türk Dünyası’nın öbür halkları ile önemli bir birleşme zeminidir. Siyasi konularda kalınmayıp kültürel konuların görüşülmesi de önemli. Festivallerimize katılmanızı dileriz. Dilde fikirde işte birlik anlayışını biz de benimsiyoruz. Büyük bir geleceğimiz olacak” dedi. Fin-Ogur kavimleri, Ural-Altay ailesi içinde yer alıyor. Finler, Udmurtlar, Maireller, Mordovalılar, Estonya, Letonya ve Litvanya’da kaybolmuş bir kavim olan Laplar, Fin-Ogur kavimlerindendir.
Kurultayda konuşma yapan delegeler şu hususları dile getirdi:
Batı Trakya Türkleri: Yunanistan, bizi kendi kimliğimizle kabul etmiyor. Eğitim sıkıntımız var. Müftülüklerimiz ve vakıflarımız işgal altındadır. Yunan basını devamlı küçümseyici yayınlar yapıyor.
Romanya Tatar Türkleri: Romanya parlamentosunda biri Kırım Tatar Türklerinden, diğeri Türk toplumundan olmak üzere iki milletvekilimiz var. Romanya’da hükümet, 19 azınlık grubuna maddi yardım yapıyor. Bizim derneğimize de 300 bin Euro verdiler.
Tataristan: Kendi geleceğimizi Türk Dünyası’ndan ayrı görmüyoruz. Fin Uğur halklarını da kendimizden ayrı görmüyoruz. Beraber çalışırsak güçlü olacağız. O zaman küreselleşmenin zararlarını faydaya dönüştürebiliriz. Ural Altay halklarının gelişmesi için Altınordu Devleti’nin varisi Kazakistan, Timur imparatorluğunu varisi Özbekistan ve Selçuklu/Osmanlı’nın varisi Türkiye’nin güçlenmesi, büyük dünya devletleri olması gerekir.
Başkurdistan: (Zagir Kutluşirin): Her zaman muhalefette kalmak gerekmiyor. Biz iktidarla birlikte çalışarak sonuç alınabileceğini düşünüyor ve alıyoruz.
Ahıska: 1944’te Stalin’in sürgün ettiği Ahıska Türkleri’nin vatana dönüş mücadelesi sürüyor. Gürcistan’da geri dönüş yasası çıktı ama yasada Ahıska Türklerinin adı yok! Yasanın adı, “1940’lı yıllarda sürgüne gönderilen halkların geri dönüşü” Türk kelimesini kabul etmiyorlar. Oysa Gürcistan’ın askerinin postalını bile Türkiye veriyor. Ankara’daki büyükelçiliklerinin ve Türkiye’ye gelip giden devlet yetkililerinin masraflarını Türkiye karşılıyor. Rusya, cezalandırmak için Gürcistan’dan şarap alımını durdurdu. Türkiye kendi şarap üreticisini mağdur etme pahasına bu şarabı alma kararı verdi. Buna rağmen hiç iyi niyet beslemiyorlar. Yasada “Gürcistan aleyhinde faaliyette bulunanlar ülkeye alınmayacak” diye bir madde var. Yine geri dönenler Ahıska bölgesine yerleştirilmeyecek. Çünkü Ahıska, Ermenilerin işgali altındadır. Gürcistan oraya hakim değildir. Gürcistan parası değil Ermenistan parası kullanıyorlar. Geri dönecek olanları Gürcü dili ve tarihinden sınava tabi tutma maddesi var. Bu yasa Türklerin dönmesi için değil, dönmemesi için hazırlanmıştır. İstenen bilgelere elde etmek mümkün değildir. “Sürgün olduğuna dair belge” isteniyor. Biz bu belgeyi kimden alacağız?
Balkar Türkleri: Kendi siyasetimizi yürütemiyoruz, Rusya’dan gelen emirlerle yönetiliyoruz. Kabardinler, Rusya’nın olumlu siyasetlerinin uygulanmasına engel oluyor. Büyük güçlerin ortasında kalmamıza rağmen kimliğimizi koruyoruz. Ekonomik durumumuz her şeye rağmen iyiye gidiyor. Moskova’da Karaçay-Balkar birliğini kurduk.
Kurultaya katılmanın kendileri için onur olduğunu söyleyen Fin-Ogur Teşkilatı Mafun’un ikinci başkanı Vadim Danilov, “Biz büyük bir aileyiz” dedi.
Doğu Türkistan’da baskı ve yasak hakim
Doğu Türkistan Türkleri: (Seyit Tümtürk) Doğu Türkistan’daki Çinli oranı yüzde 2’den yer yer yüzde 50, 60, 70 hatta 80’lere kadar vardı. Çin, 1,5 milyara ulaşan nüfusu ile Doğu Türkistan’ı hazmettikten sonra bütün Türk Dünyası’nı yutabilecek potansiyele sahiptir. Doğu Türkistan bu istilayı önleyebilir. Doğu Türkistan, Çin istilasını önleyebilecek doğal bir settir. Bu yüzden Çin, her gün onbinlerce göçmeni Doğu Türkistan’a yerleştiriyor. Nüfus planlaması sonucu Türk nüfusu yerinde sayıyor. Türklerin hayat ortalaması da düştü. AİDS hastalığı, 1984’te ilk defa Çin’de görüldü. 1994’te de Doğu Türkistan’da ilk vakaya rastlandı. Bölgeye seyahat yasağı var. Doğu Türkistan’da muhafazakâr aile yapısı vardır. Buna rağmen hastalığın yayılması, Çin’in bu mikrobu soykırım aracı olarak kullandığına dair şüphelenmemize yol açıyor. Uyuşturucu büyük problem haline geldi. Doğu Türkistan’da pazarda eroin satmak serbesttir.
Batağa sürüklüyorlar
Bugüne karar bölgede yapılan nükleer denemeler, çocukların sakat doğmasına yol açıyor. Genç kızlarımızı iş vaadi ile kandırıp götürerek batakhanelere düşürüyorlar. Okullarda Çince eğitim mecburi, Türkçe eğitim yasak. Çin, “yakındakini ez, uzaktakini oyala” taktiği uyguluyor. Batı’da İslam aleyhinde gelişen tavırdan faydalanan Çin, “İslami terörizmle mücadele adı altında günahsız insanlarımızın hayatını söndürüyor.
‘Hepinize selam getirdik’
Kurultayda yer alan Balkar Gençlik Teşkilatı kendilerinin haftalık toplantı düzenlediğini ve baskıya maruz kaldıklarını belirtti. “Toprak bütülüğümüzün korunması için her türlü çabayı göstereceğiz” diyen gençler, toplantılarını sık sık engellenmeye çalışıldığına dikkat çektiler.
Kırım-Tatar Türkleri: Kırım’da konut meselesini çözmeye çalışıyoruz. Camiler okullar açılıyor. 6 gencimiz hapisteydi. Kurtarılmaları için verilen desteğe teşekkür ederiz. Kırım Milli Meclis Başkanı Mustafa Cemil Kırımoğlu’ndan hepinize selam getirdik. Gelecek kurultayı Kırım’da yapalım. Ukrayna devletinden de destek alabiliriz. Biz büyük bir ailenin temsilcileri olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz.
Sonuç almak için bize strateji gerek Dünya Türk gençleri yardımlaşma vakfı, dökümantasyon ve enformasyon merkezi, daimi komiteler ve strateji merkezi kuralım.
Kumık Türkleri: 400 bin Kumık Türkü var. 300 bini Dağıstan’da 100 bini dışarıda yaşıyor.
Amaçları kimliklerini daima diri tutmak
Hakasya Türkleri: 600 bin nüfusu olan Hakasya’da 60 bin Hakas Türkü yaşıyor. Siyasi örgütümüzün BM’ye önerisi üzerine, BM tarafından Rusya federasyonunun dağlık bölgelerinde yaşayan halklarla ilgili bir oturum yapılacak.
Kimliğimizi diri tutmak için festivaller, konserler düzenliyoruz. Rahmetli Akif Albayrak’ın yardımıyla Türkiye’ye de bir grubumuzu göndermiştik. Biz de Şor, Altay ve Hakas Türklerinin ortak meclisini kurmaya çalışıyor, halka ziraat eğitimi veriyoruz.
Sürgünün etkileri hâlâ devam ediyor
Karaçay Türkleri: Dünyada 200 bin Karaçay Türkü var 170 bini Karaçay bölgesindedir. Karaçayların yüzde 50’si 1944’deki sürgünden itibaren imha edilmiştir. 1957’de Karaçayların sürgünden dönmesine izin verildi ama sorunlar devam ediyor. Kırım Tatarları, Ahıska Türkleri ve Balkar Türkleri ile kıyaslarsak bizim sorunlarımız daha ağırdır. Soykırıma maruz kalmış bu halkın durumu, dünyanın gündemine getirilmelidir. Elbruz dağının ötesinde yaşayan Karaçay-Balkar halklarını unutmayın.
Bizleri de unutmayın
Çuvaş genç kızlar düzenledikleri kültürel etkinlikler ile geleneklerini sürdürmekte kararlı.
Çuvaş Türkleri: Çuvaş Gençler Birliği Suvar teşkilatı Başkanı (Oleg Tisiplinkof): Biz ülkemizde muhalifiz. Bu sebeple devamlı olarak polis ve savcılık takibatı altındayız. Artık Türkiye’ye öğrenci de gönderemiyoruz. Türk Dünyası Çuvaşistan’ı unutmasın.
Altay Türkleri: 279 bin nüfusun yüzde 30’u Altay Türkü’dür. Rusya, yeni politikasıyla Altay devletini ortadan kaldırarak bizi eski Altay vilayeti haline getirmek istiyor. Daha geniş bir vilayette tamamen asimile olacağız. Buna direnmek için bir miting yaptık. Moskova’da Altaylı öğrenciler var. Kültürel bir birlik kurduk. Turistler Altay’ı kirletiyor Biz Altay’a giderek bu pislikleri temizliyoruz.
Gençlerin bilinci önemli
Tuva Türkleri: 300 bin olan nüfusun 208 bini taze (temiz) Tuvalıdır. Son zamanlarda Tuvalılar ve Yakutların nüfusu yükseliyor. 1997-2000 arasında Tuva Türk lisesi vardı, Rusya kapattı. Gençler Türk Dünyası hakkında hiçbir şey bilmiyor. Tuva okullarında sınırlı oranda Tuva Türkçesi ile ders veriliyor. Ülkemizde bir adada, Uygurların kurduğu bir kale ortaya çıktı. Su altında kalmış. Sular çekilince meydana çıktı. Kaleyi ortaya çıkarmak için proje başlatıldı ama destek gerekiyor.
Şor ve Teleut Türkleri: (Tayana Tucegeşova): Biz Türk Dünyası’nda 16 bin kişi kalmış Şor Türkleriyiz. Ülkemizde insanlar geçinmek için başka yerlere göç ediyor. Bunun sonunda nüfusumuz 12 bine indi. Zengin maden kaynaklarımız var ve bunları işletmek için birileri geliyor. Bu kaynaklardan Rusya federasyonu zengin olurken, Şorların durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Teleut Türkleri ile yanyana yaşıyoruz. Onlar da 3 bin kişi kaldı. Problemlerimiz aynıdır. Ben Şor ve Teleut Türklerinin dil ve kültür temsilcisiyim. Eğitim Rusçadır. Biz küçük ortamlar hazırlıyoruz ki kendi dilimizi de öğrenelim. Öğrencilerimizin Türkiye’de okumasını isterdik.
Kurultaya katılan gençler, ülkelerinin dil ve kültür temsilcileri olduklarını söyledi.